Türkiye’de kadına yönelik şiddetle mücadele 2012 yılında 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un yürürlüğe girmesiyle kolluğa bazı yeni görev ve yükümlülükler getirdiği gibi psikolojik, ekonomik, cinsel ve fiziksel şiddeti ayrı ayrı tanımlayarak şiddetin tanımını genişletmiştir. Kadına yönelik fiziksel şiddetin en uç boyutunu oluşturan kadın cinayetleri ise, literatürde farklı tanımlamalara sahiptir. Genel anlamda kadın cinayeti, kadınların sırf kadın oldukları için uğradıkları şiddetin sonucunda hayatlarını kaybettikleri durumlar için geçerli bir tanım olarak görülse de bu tanımı genişleterek kadının ölümüyle sonuçlanan her türlü fiili kadın cinayeti olarak kategorize eden tanımlamalar da literatürde mevcuttur. Dünya Sağlık Örgütü, kadınların sırf kadın olmalarından dolayı cinayete kurban gitmelerini kadın cinayeti olarak tanımlamaktadır. Bir araştırmaya dayanan bu kitabın amacı 2016, 2017 ve 2018 yıllarında meydana gelen kadın cinayeti vakalarının fail (şüpheli) ve maktul açısından derinlemesine ve çok boyutlu olarak analiz edilerek bu cinayetlerin fail (şüpheli) ve maktulün doğum yeri; olay yeri; cinayet şekli; cinayet aleti; cinayet zamanı ve cinayet motifi gibi değişkenler açısından herhangi bir yapı arz edip etmediğini ortaya koymaktır. Özellikle mükerrer şiddet içeren tedbir kararı verilmiş olan vakalarda, 6284 sayılı kanun kapsamında verilmiş olan tedbir kararlarının neden cinayeti önlemede yetersiz kaldığına ilişkin tespitler ortaya koymak ve buna bağlı önerilerde bulunmak, çalışmanın öncelikli amaçları arasındadır.